Gey savaşçılar devrimde

Filipinler Komünist Partisi Yayın organında yayınlanan gay ve lezbiyen üyelerinin deneyimine ilişkin yazıyı Ivana Benario ETHA için çevirdi

Bu fikir karşısında hepsi gürültülü bir kahkaha attı.

Bir araya geldikleri zamanlar çok nadirdir. Aslında, bazıları daha henüz ilk kez tanıştılar. Farklı gerilla bölgelerinden geliyorlar ve dedikleri gibi birlikte bir grup oluşturamazlar. Şen şakrak insanlar oldukları için değil, görevlendirildikleri alanlarda onlara özel bir ihtiyaç olduğu için.

Onlar, Yeni Halk Ordusu’nun (NPA) Pulang Bagani Taburu’nun (PBB) üyeleri. Hepsi devrimci. Ve hepsi bayot, yani gey.

AYRIMCILIĞA KARŞI SAVAŞ

Bir koreografolan Yoldaş Riko, ‘ninunong bakla’ ve ‘anitong bading’ (kelimenin gerçek anlamıyla gey “atalarının” ve gey “ikonlarının”) homoseksüelliği bir zayıflık olarak gören, hareketin bazı üyeleri tarafından ayrımcılığa maruz kaldıklarını söylüyor. Geyler, özellikle de yürüyüşler sırasında parmaklarını şaklattıkları ve kalçalarını salladıkları için eleştiriliyorlarmış. Hatta öyle ki bir zamanlar gey olmak bir güvenlik riski olarak kabul ediliyormuş.

Partideki artan sayıda gey ve lezbiyenler, kapsamlı bir çalışmayı, ideolojik yeniden şekillenmeyi ve cinsel tercihlerini ifade eden üyelerine karşı doğru dürüst tutum için bir politika yönergesini oluşturmayı gerekli kıldı. Bahsedilen çabalar toplumsal cinsiyet ayrımcılığını tamamen silmeyi değilse de azaltmayı amaçlıyor.

Bunlardan birisi de ilişkiler ve evliliklere rehberlik etmek üzere yazılmış bir parti dökümanı olan “Cinsiyetlerin Proleter İlişkisi Üzerine” kitapçığının dolaşıma sokulmasıydı. Filipinler Komünist Partisi’nin (CPP) 10. Kongresi’nde tartışmalar, gey ve lezbiyenlerin diğerleriyle eşit haklara sahip olması, yapmayı tercih ettikleri evlilik ve ilişkilerle birlikte cinsel tercihlerinin tanınması konularını da içeriyordu.

Gereken zamanlarda geyler birer devrimci olarak değerlerini kanıtladılar. Onların parmaklarını şaklatmaları veya kalçalarını sallamaları, görevleri (askeri görevleri de) yerine getirme ve önderlik etme kabiliyetlerini yadsımaz.

Ancak, LGBTQ üyelerinin haklarının tanınması ve kabullenilmesi süreci hiçde kolay olmadı. Hareketteki üyelerin eşitsiz gelişimini bir yana bırakalım, lezbiyen, gey, biseksüel ve translara (LGBTQ) karşı ayrımcılık yapan ve tepeden bakan toplum ve burjuva kültürünün etkisi gücünü koruyordu. Bu ahlâksız etkiyle sürekli mücadele olmazsa olmazdır.

PBB sıhhiye ekibinin bir üyesi olan Yoldaş Duday, başlangıçta ne kadar rahatsız hissettiğini ifşa ediyor. Kolektif içinde kendini nasıl konumlandıracağını bilmediğini söylüyor. “Erkeklerle duş alamam çünkü bu kuralları ihlâl eder. Kadınlara katılamam çünkü onlardan faydalandığımı düşünebilirler. Sonra birisi de geylerin devrimde yerinin olmadığını belirtmişti. Ciddi şekilde gücenmiş ve demoralize olmuştum. Hareketten ayrıldım. Ama evde ağlamaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Birkaç ay sonra, geri döneceğim ve durumumu onlarla birlikte değerlendireceğim haberini ilettim.”

Yoldaş Duday, içine doğduğumuz bu itibarızlaştırıcı burjuva toplumla savaşmanın ve bir değişim başlatmanın, ulusal demokratik devrim içindeki gey, lezbiyen ve heteroseksüellerin kolektif mücadelesiyle muradına ereceğine inanıyor. Parti belgeleri, gey ve lezbiyenleri, diğer toplumsal cinsiyetlerin maruz kaldığı ezilme ve sömürüden azade olmadıkları konusunda aydınlatıyor. Bu nedenle, halk devriminde aktif bir rol üstlenmeleri çok önemli.

“Ama eğer biz kendimiz disiplinsiz olursak onlara devrimin gereksinimlerine ikna edemez ve bir mesaj veremeyiz” diyor Yoldaş Duday.

Yoldaş Riko, 2000 yılında içinde olduğu birimin savunma için konumlandığı, Filipin ordusu askerleriyle karşı karşıya gelişleri sırasındaki bir deneyimini paylaştı. Onlara doğru hızla ilerleyen düşman birliklerinden güçlükle geri çekilmişler. Hiç yoktan, yoldaşlardan bir tanesi, bir gey, çıktı, sıradan bir şekilde yaklaşan birliklere doğru yürüdü ve onlarla konuştu. Bu dikkat dağıtıcı taktik NPA biriminin manevra yapmasını ve geri çekilmesini sağladı. “Gurur!” diye haykırıyor Yoldaş Riko.

Bu olay halk ordusundaki geylere nasıl davranıldığıyla ilgili bir dönüm noktası oldu. Bazı yoldaşlar hâlâ geylere takılıyor ancak bu kez geçmişte geylerin insanların kendilerinden kaçındıklarını hissettikleri durumların aksine sevgiyle yapıyorlar. Yoldaş Riko, gururla “Hareketteki geyler muhteşemler, cesur ve gerçek savaşçılar” diye belirtiyor.

Ailesinin Weng’i, arkadaşlarının ve şehirdeki yoldaşlarının Wanda’sı, PBB ve Lumad’ın kızıl savaşçılarının Yoldaş Waquin’i, Wendel Gumban’ı sevgiyle hatırlıyorlar. Wendel Gumban şehit düştü. Filipinler Üniversitesi Turizm bölümü mezunu Wendel, kitlelere ve devrime hizmet etmek için kişisel heveslerini bir kenara bırakmıştı.

“Gey bir savaşçı olmasının yanı sıra, Yoldaş Waquin’in halkın uğruna adanmışlığı ölümsüz bir ilhâm kaynağıdır, sadece biz geyler için değil çoğu yoldaş ve kitleler için de. O, gey olmanın silahı ateşlemede hiçbir engel olmadığını kanıtladı, özellikle de ulusal kurtuluş uğruna yapıldığında” diye içten bir şekilde açıklıyor Yoldaş Duday.

KAPALI KAPILARIN ARDINDAN ÇIKIŞ

Düşmanla karşı karşıya gelmek dışında gey yoldaşlar iç çelişkilerle de cesur bir şekilde yüzleşmek gerektiğini biliyorlar. Kapalı kapıların ardından ortaya çıkmak küçümsenmeyi, dalga geçilmeyi ve iğrenilmeyi davet edebilir.

Yoldaş Princess bu nedenle kendi deneyimini şöyle aktarıyor:

“Liseden beri gey olduğumu çoktan biliyordum ancak bu gerçeği ailemden sakladım. NPA’yla ilişkilendim ama onlara katılma gibi bir planım yoktu. Sadece uygun olduğumda onlara yardım ediyordum. Köylü bir aileden geliyorsan daima aileni sefaletten çıkarma arzusuyla yaşarsın. Bu nedenle ben de şehirde bir güvenlik görevlisi olarak çalışıyordum. Ancak, güvenlik görevlilerinin maruz kaldıkları sömürü durumuna katlanamadım. Beş para etmez bir fedakârlıktı. İşten ayrıldım ve NPA’daki arkadaşımla onlara katılmak için temas kurdum.”

“Bir yıldan fazla gerçek beni grubumuzdan sakladım. Ama bu bana rahatlık vermiyordu bir türlü ve ben de bir üst komite üyesi olan Yoldaş Bob’a açıldım. Ondan bunu komitedeki yoldaşlarla tartışmasını istedim. Kaygı duyan yoldaşların nasıl tepki vereceğini bilmiyordum ama bu endişelendiğim son şeydi. Önemli olan “açığa” çıkmam ve rahatlamış hissetmemdi.”

Yoldaş Princess yoldaşlarının ve kitlelerin kendisiyle ilgili gerçeği öğrendikten sonra alay edeceklerini düşünmüş. Ama böyle olmadı. Hatta, bazıları buna inanmamışlar. Onun fiziği, konuşması ve tavırlarıyla iri yarı yapılı bir adama benzediğini söylemişler.

“Kimlğinizi saklamayı gerçekten istiyorsanız şüphe çekmemek için her şeyi yaparsınız” diye açıklıyor Yoldaş Princess.

CPP’nin bir yıldönümü kutlamasına Yoldaş Princess ailesini davet eder. Onlara orada toplumsal cinsiyet tercihini itiraf eder. Başta kardeşleri ve anne-babası şok olurlar ama kendini onlara açıkladıktan sonra onu bütün kalpleriyle olduğu gibi kabul ederler.

Yoldaş Princess, sanki boğazına batan büyük bir diken çıkarılmışçasına kendini özgürleşmiş hisseder bu itiraftan sonra. Yoldaş Marco olarak NPA’ya katılır ve şimdi müfrezesinin politik rehberi Yoldaş Princess olmuştur.

Yoldaş Awra’ya gelince bir Moro ve bir gey olarak çifte yük taşıyor. Şöyle açıklıyor:

“Şehirdeki arkadaşlarımı kıskanırdım eskiden çünkü çoğu, hem erkek hem kadınlar, gey jargonuna hâkimdiler. Onların geyleri gayet hoş karşıladıkları izlenimine kapılmıştım. Sonradan öğrendim ki kibar ve ağırbaşlı olmam nedeniyle onlar benim gey olduğumdan şüpheleniyorlarmış zaten.”

“Ama bana hiçbir zaman sormadılar veya gey olduğumu söylemeye zorlamadılar. 2005’te, bir gey ve lezbiyen örgütünün kuruluşuna davet edildim. Neden davet edildiğimi merak ediyordum. Kişiler kendini tanıtırken adını ve -gey, lezbiyen veya biseksüel- toplumsal cinsiyetlerini söylemek durumundaydı. Sıra bana geldiğinde orada böylece açılmış oldum ve Awra Alındoğan olarak “kariyerim” beklenmedik şekilde başlamış oldu. Bonnga! (Harika!)” diye hatırasına şaşkınlığını gizleyemiyor bir eğitim memuru olan Yoldaş Awra.

Bu ifşadan sonra Yoldaş Awra, yapabileceği ve devrime katacağı çok daha fazla şey olduğunu keşfeder: yazabilir, dans edebilir, örgütleme ve eğitim çalışmalarına kültürel birikimiyle destek olarak renk katabilir. Yoldaşlarına ve kitlelere açılır. Sorunlarıyla ilgili onlara yardımcı olduğunuz sürece kitleler toplumsal cinsiyetiniz ne olursa olsun sizi sevecek ve kabul edecektir, bunu fark eder; sizi halk mahkemesinde meselelerini çözerken görürler, aydınlanırlar ve ister parti kursundan olsun ister basitçe okuma ve yazma öğretme olsun yönlendirmelerinizden öğrenirler. Onların ihtiyaçlarını karşılayacak plan ve programlar yaptığınız sürece tüm kalpleriyle sizi kabul ederler.

BECERİKLİ GEY

“Bir seferinde kampımız basılmış ve tüm eşyalarımız alınmıştı. Olayı öğrenen halk kaybettiklerimin yerine koyabilmem için bana çantalar dolusu şey gönderdi. Bu jest beni o kadar etkilemişti ki mutluluktan ağlamıştm. Teşekkür etmek için onlara yazdım. Halklar, halk ordusunu o kadar çok seviyordu. Ne zaman civarlarda olsak daima buluşmak ve memnuniyetlerini paylaşmak için heyecanlı olurlar” diye anlatıyor Yoldaş Awra.

Yoldaş Awra, saygının kendi benliğini saklayarak kazanılmadığını fark eder. Öncelikle, birinin toplumsal cinsiyet tercihini saklamasının veya reddetmesinin hiçbir gereği yoktur. Eğer birisi işini iyi yapıyorsa, herkesle dostça bir ilişki kuruyorsa, devrimci hareketin programına ve politikalarına bağlıysa, hiçbir sorun olmayacaktır. Bu sadece geyler için geçerli değil. Her erkek ve kadın devrim için görevlerini iyi bir şekilde yerine getirmek zorunda. Yoldaşlarının ve elbette kitlelerin saygısını ve güvenini bu şekilde kazanacaktır kesinlikle.

Yoldaş Awra bir defasında özel bir askeri operasyonda bir time liderlik etmekle görevlendirilmişti. Şiddetle karşı çıkmıştı, özellikle de uzun saçı kesilmek zoruna olacağı için. Saçı kesilirken kesim boyunca ağlamıştı. “A yoko nang mag-struggle” (“Artık mücadelenin bir parçası olmak istemiyorum”) diye bağırdığını hatırlayor şu an gülerek.

Ama sonunda fark etti ki kişisel arzularını devrimci görevlerinin önüne koymamalıydı. Nihayetinde görevi kabul etti ve operasyonu nasıl gerçekleştireceklerinin provasını yaptılar. Gerçek taktiksel operasyon sırasında ona koçluk yapan “yönetmenler” vardı. Operasyon gereği sesi veya eylemi ne zaman yumuşasa onun dikkatini çekiyorlardı. Ama etrafta başka insan olmadığında onun kendisi gibi olmasına izin veriyorlardı. Bacak bacak üstüne atmış oturabilirdi. Ama etrafta başka insanlar varsa operasyon için “karakterine” dönmek zorundaydı.

“Operasyondan sonra eşyalarımızı toplarken açlığın azılı dişlerini hissediyorduk hepimiz. Bir meyve taşıma kamyonunun yaklaştığını görünce benden gidip yiyecek bir şeyler istememi istediler. Canım sıkılımış olsa da tutku baskın geldi ve kamyonu durdurup yiyecek istedim. Zaten sivil kıyafetler içindeydim. Cazibemi kullandım, ancak kamyondaki adam yine de benim bir NPA’lı olduğumu anladı çünkü Filipin ordusunda hiç gey olmadığını söylediler. Sonradan öğrendik ki önceden kitle çalışması yaptığımız mahallelerden birinden gelyormuş” diye anlatıyor Yoldaş Awra.

KURTULUŞ HAREKETİ

CPP tarafından gey ve lezbiyenlerin haklarının tanınması ve saygı duyulması onlar için ileriye doğru büyük bir adım. Ulusal demokratik devrim ilerledikçe hareketin daha fazla içgörü kazanmaya ve ders çıkarmaya devam edeceğine dair güven duyuyorlar. Hareket yol üzerinde devasa sorunlarla yüzleşebilir fakat Marksist Leninist Maoist prensiplerin ışığında zafere giden yolu açabileceklerdir. Öğrenilen dersleri somutlaştırmak, hayata geçirmek ve daha da zengineştirmek için yoldaşlar, kadrolar ve kitleler yerini almış durumda. Yoldaş Riko’ya göre, geylerin özellikle de içinde yetiştikleri burjuva kültürün etkisinden tamamıyla kurtulamamış yoldaşlarla halen bazı sorunlar yaşamasının önüne tümden geçilemez. Ama CPP tam da bu noktada diğer politik partilerden ayrılıyor. Parti ve üyeleri zayıflıklarını kabul ediyor, onlardan öğreniyor ve arınıyor.

“Devrim toplumsal cinsiyet ayrımı yapmaz. Silahın cinsiyeti yoktur. Kitlelere hizmet etme ve gerçek toplumsal değişimi gerçekleştrmek için devrimi kazanma arzusu hepimizi bağlayan şey, erkek, kadın, gey, lezbiyen” diye belirtiyor Yoldaş Princess.

“Tüm gey ve lezbiyenler için en uygun olanı devrimci harekete katılmalarıdır. Güzelliğin sadece yüzeyden değil de aynı zamanda eksiksiz bir özgürlüğün çekirdeğinden doğacağı bir toplumun inşası ve kazanılması ancak silahlı devrimle olacaktır” diye tamamlıyor Yoldaş Duday.

Haklarını tanımanın ötesinde parti gey ve lezbiyenleri sadece kendi kesimlerini özgürleştirmeleri için tüm ezilen sınıfları özgürleştirmelerini sağlamak için Marksizm-Leninizm-Maoizm teorisi ve pratiğiyle donatıyor. Seçtikleri toplumsal cinsiyetin sadece güzellik salonları için ve yeteneklerinin sadece eğlence için olduğu geleneksel inancını yıkmalarını sağlamak için donanıyorlar.

Ve ayrımcılık, sömürü ve ezilme prangalarından azade bir toplumun temellerini atacak devrimci kitlelere el vermek ve devrime katılmak için donanıyorlar.

Source: http://liberation.ndfp.org/main-stream/the-revolution-has-no-gender/
Translation: http://www.etha4.com/mobile/mhaber/gey-savascilar-devrimde/9282